Akıllı Yaşamın “Zor Basamakları” Yeniden Hesaplanıyor

Akıllı Yaşamın “Zor Basamakları” Yeniden Hesaplanıyor

2025’te yayımlanan yeni bir çalışma, Dünya’daki akıllı yaşamın ortaya çıkışını açıklamak için kullanılan “zor basamaklar modeli”nin sanılandan daha belirsiz olduğunu gösteriyor. Bu da evrendeki akıllı yaşam olasılığını yükseltebilir.

Zor basamaklar modelinde yaşamın karmaşıklaşması art arda birkaç düşük olasılıklı eşiğe bağlanır.

Dünya’da akıllı yaşamın ortaya çıkması çoğu zaman çok şanslı, çok sıra dışı ve tekrarlanması zor bir süreç olarak anlatılır. Bu anlatının temelinde, 1980’lerden beri astrobiyoloji ve kozmolojide kullanılan bir düşünce deneyinin, zor basamaklar modelinin (hard steps model) özel bir yorumu vardır. Bu modele göre, bir gezegende teknolojik düzeyde zeki bir türün ortaya çıkması için peş peşe gerçekleşmesi gereken, olasılığı çok düşük birkaç evrimsel eşik vardır. Eğer bu doğruysa, evrende bize benzeyen uygarlıkların sayısı da çok az olmalıdır.

Ancak 2025’te yayımlanan ve hem Astrobiology.com’da duyurulan hem de açık erişim olarak paylaşılan yeni bir çalışma, bu modelin fazla kendinden emin okunmuş olabileceğini gösterdi. Araştırmacılar, Dünya’nın tek bir örnek (tek veri noktası) olmasına rağmen bundan evrendeki tüm akıllı yaşamın nadir olduğu sonucunun çıkarılamayacağını savunuyor.

Zor basamaklar modeli nedir?

Modelin kökleri, gökbilimci Brandon Carter’ın 1983 tarihli çalışmasına dayanır. Carter, akıllı yaşamın ortaya çıkmasının, yıldızların yaşanabilirlik süresine göre geç bir aşamada olduğunu ve bu yüzden arada birkaç “zor” evrimsel adım olması gerektiğini öne sürmüştü. Bu zor adımlar; örneğin karmaşık ökaryotik hücrelerin ortaya çıkması, çok hücreliliğin evrilmesi, sinir sisteminin karmaşıklaşması ve sonunda teknolojik zekânın ortaya çıkışı gibi kritik eşikleri kapsayabilir.

Basitçe söylersek: çok zor adım varsa → akıllı yaşam nadirdir; az zor adım varsa → akıllı yaşam evrende daha sık olabilir.

2025 yeniden değerlendirmesi ne diyor?

“A Reassessment of the Hard Steps Model for the Evolution of Intelligent Life” başlıklı 2025 makalesi, bu çerçeveyi istatistiksel açıdan yeniden ele alıyor. Çalışmayı Andrew E. Snyder-Beattie, Toby Ord ve Michael A. Page kaleme aldı. Yazarlar, önceki yorumlarda görünenden çok daha fazla epistemik belirsizlik olduğunu gösteriyorlar. Yani Dünya’da yaşamın 4,5 milyar yıllık süreçte bugünkü hâline gelmiş olması, otomatik olarak “evrende bu neredeyse imkânsızdır” sonucuna götürmüyor.

Araştırmacılar, tek bir gezegenden (Dünya’dan) elde edilen zaman çizelgesinin, “zor basamakların sayısı kesinlikle şudur” demeye yetmediğini vurguluyor. İstatistiksel olarak elde edilebilen daha gerçekçi sonuç ise şuna yakın:

“akıllı yaşam birkaç düşük olasılıklı aşamadan geçmiş olabilir ama bu aşamaların ne kadar düşük olasılıklı olduğu geniş bir aralıkta kalıyor.”

Bu da şu kapıyı açıyor: Eğer zor basamaklar sandığımız kadar zor değilse, Güneş benzeri yıldızların etrafında dönen, milyarlarca yıl istikrarlı kalabilen başka gezegenlerde de akıllı yaşamın evrilme şansı sanılandan daha yüksek olabilir.

Fermi Paradoksu ve “neden kimseyi görmüyoruz?” sorusu

Bu güncellemenin, ünlü Fermi Paradoksu ile de ilgisi var. Eğer evrende çok sayıda uygarlık varsa, neden henüz onlardan bir iz görmedik? Zor basamaklar modelinin “sert” yorumunda cevap şuydu: Çünkü onlar çok az. 2025 değerlendirmesi ise daha yumuşak bir cevap veriyor:

  • Uygarlıklar olabilir ama çok kısa ömürlüdür.
  • Zamanlama uyuşmayabilir: Onlar vardı, biz yoktuk; biz varız, onlar daha ortaya çıkmadı.
  • Teknosinyalleri (radyo, lazer, mega yapılar) bizim şu anki algılama aralığımızın dışında olabilir.

Yani “az uygarlık” tek açıklama olmak zorunda değil.

Astrobiyoloji için ne anlama geliyor?

Bu sonuçlar, özellikle ötegezegen atmosferlerinde biyosinyal (oksijen–metan eşzamanlılığı, fotokimyasal dengesizlikler vb.) ve gelişmiş uygarlıklara işaret edebilecek teknosinyal aramalarının önemini artırıyor. Çünkü model ne kadar belirsizse, veriyle sınama ihtiyacı o kadar artar. Webb Teleskobu’nun, yakın gelecekteki PLATO’nun ve taslak hâlindeki LUVOIR benzeri görevlerin yaptığı şey tam olarak bu: “Zor” dediğimiz basamakların gerçekten ne kadar zor olduğunu gözlemsel olarak test etmek.

Sonuç

Yeni çalışma, kötümser “evrende yalnızız” anlatısını tamamen çürütmüyor ama ona ciddi bir fren koyuyor: Tek gezegenden yola çıkarak evrenin tamamı için kesin konuşmak istatistiksel olarak mümkün değil. Bu da astrobiyolojiye daha açık uçlu, daha gözlem odaklı ve daha iyimser bir alan bırakıyor.

Kaynakça

  1. Carter, B. (1983). The anthropic principle and its implications for biological evolution. Philosophical Transactions of the Royal Society A, 310(1512), 347–363. DOI:10.1098/rsta.1983.0096
  2. Snyder-Beattie, A. E., Ord, T., & Page, M. A. (2025). A reassessment of the hard steps model for the evolution of intelligent life. Proceedings of the Royal Society A: Mathematical, Physical and Engineering Sciences, 481(2292), 20250328. (PMC11827626)
  3. Astrobiology.com. (24 Ekim 2025). A Reassessment of the Hard Steps Model for the Evolution of Intelligent Life. <https://astrobiology.com/2025/10/a-reassessment-of-the-hard-steps-model-for-the-evolution-of-intelligent-life-2.html>
  4. Lingam, M., & Loeb, A. (2021). Life in the Cosmos: From Biosignatures to Technosignatures. Harvard University Press.
  5. Schulze-Makuch, D., & Bains, W. (2017). The Cosmic Zoo: Complex Life on Many Worlds. Springer.